Friday, December 08, 2006

mukaddime

Iman hem nurdur hem kuvvettir. Hakiki imani elde eden adam kainata meydan okuyabilir.. (Bediuzzaman)

Peki.. Kainata nasil meydan okunur ?
 
posted by ladybird at 3:29 PM, |

7 Comments:

  At 12/09/2006 3:02 PM Anonymous Anonymous said:
İNSAN KÂİNATA NASIL MEYDAN OKUR
“İman hem nurdur, hem kuvvettir, hakiki imanı elde eden adam kâinata meydan okuyabilir” (Bediüzzaman)
Kâinata meydan okumak benim gibi âciz bir insana mı kaldı? diyenler varsa, lütfen aynanın karşısına geçip kendilerine bir daha baksınlar. Kalp ve gönül hanelerine girip şöyle bir incelesinler. Akıl dürbünü ile galaksileri seyredip, okyanusların derinliklerinde bir tur atsınlar. Ve...maddi bedenlerindeki yap taşlarının kâinattan süzülmüş elementlerden oluştuğuna dikkat etsinler.
Kömür ile elmasın atomları aynı elementtendir. Yani ikisi de karbon kökenlidir. Atomlarının dizilişi farklı olduğundan, kömür rengi itibariyle kapkara, vazifesi itibariyle de yanmaktan başka bir işe yaramaz. Elmas ise, en sert maden olduğu gibi, parlaklık, şeffaflık ve güzellik ve kıymet açısından en pahalı bir cevherdir. Ayrıca güneşe karşı tutulursa, güneşi içine alır, ısı ve ışığına ayna olur.

İnsan da görünüşte çabuk dağılıp bozulacak et kemik birleşmesinden meydana gelmiş olsa da, ruhundaki yapı taşlarını Rabbinin tanzim ettiği şekilde muhafaza ederse, kalbi Rahman ve Rahim güneşine ayna olur. Artık Rabbi ile rabıta sağlamıştır. Her şeyin dizgini O'nun elinde, her şeyin anahtarı O'nun yanında olduğuna göre, bu rabıta ile kendini güçlü hisseder. O insan bilir ki, en küçük bir zerreden en büyük yıldızlara, yeryüzünden yerin merkezine kadar her ne var ise, Cenab-ı Hakk'ın emri ve idaresi altındadır. O istemezse yaprak dahi kıpırdayamaz.
İnsan kendisine verilen cüz’i iradesine ve sınırlı bir ışık sağlayan akıl fenerine güvenirse, üstesinden gelemeyeceği düşmanlar karşısında dehşete kapılır, mağlup ve perişan olur. Bir yıldız böceği sırtındaki fosfor kadar etrafına ışık verebilir. İnsan aklı ve iradesi de, kâinattaki olaylar karşısında bir yıldız böceğinin ışığı kadar insana yol gösterebilir. Halbu ki bu insan kendi cüz’i iradesini külli iradenin emir idaresine bırakırsa, bir güneşe intisap etmiş olur. O zaman çevresi daha aydın, çehresi daha nurlu olur.
Yağmurlu bir gece ağzından ateş saçarak nara atan şimşekler de O'nun emrindedir, kanımızda dolaşan mikroplar da. İnsanda bu rabıta ve güven duygusu olmazsa, gök gürültüsünden korktuğu gibi, gözle görülemeyen bir mikroptan da dehşete düşer. Ama onların da vazifeli birer memur olduklarını bilse, Allah'ın emri ve iradesi dışına çıkamayacaklarını anlasa, onlardan korkmak değil, belki onlara hayret ve hayranlıkla bakar. Vazifelerindeki hikmet ve rahmeti görüp Rabbinin kudretine iman ve itimadını artırır. O zaman bu insan, kalpleri yerinden oynatan, ruhları dehşete düşüren olaylar karşısında bile sükunetini muhafaza eder. Ne yıldızların çarpışmasından dehşete düşer, ne yıldırımlar onu yıldırabilir.
Sonuç olarak, HZ.Ali Efendimizin dediği gibi, "ALLAH'A DAYANAN YIKILMAZ
  At 12/09/2006 11:12 PM Anonymous Anonymous said:
"İman insanı insan eder, belki insanı sultan eder." İnsan "iman" ile insaniyet vasfını kazanıyor.Yani kainatın en şereflisi olmayı hak ediyor. İman ile meleklerden daha yüksek bir makama çıkabiliyor. Fakat iman olmazsa, hayvandan çok daha aşaı ve rezil bir duruma düşebiliyor...
Hos geldiniz.. Yorumlariniz icin Allah razi olsun.

Kalb, ruh ve beyin uzuvlarimizi hakiki gayelerine yoneltebilme ve Uhud dagi gibi iman sahibi olabilme duasi ile..
Çağımızın en büyük hastaliği ne yazik ki imândır.

Yan etkileri üzüntü, keder, umutsuzluk, su-i zan, maddi veya manevi kayıplara tahammülsüz, hep daha fazlasını isteme, yokluğa isyan varlığın kıymetini bilmeme, sılayı rahimi ihmal, üç günlük dünyanin fâni nimetlerine rağbet vs.

Her nevi derdin ilacı da anlaşılacağı üzere yine imândır.

Risale-i Nur bu meseleyi çok iyi tahlil etmiş, ve okuyucusuna bir doktor edasıyla gerekli olan reçeteyi karşılık beklemeden yazmiştır.
risalelerde o kadar kesin bir tavırla anlatılıyor ki, hani der ya ahmak kafaya tokmak gibi işte, orda okuduklarımdan bagimsiz düsünemiyorum...
bagimsiz düsünememem iyi bisey mi kötü bisey mi onu da bilemiyorum...
  At 1/09/2007 2:09 AM Anonymous Anonymous said:
mq kardeşim bağımsız düşünemediğinize katılamıyorum. Risaleler tam tersi düşüncelerinizi bağımlı düşünüşler asrında bağımsız kılmaktadır. Ya da bağımsız düşünemediğinizi varsayayım farz-ı muhal... Bu ne güzel bağımlılıktır...:)