Friday, April 04, 2008

Yirminci Mektub

Kat'iyen bil ki: Hilkatin en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce neticesi Îman-ı Billahtır. Ve insaniyetin en âlî mertebesi ve beşeriyetin en büyük makamı, Îman-ı Billah içindeki Marifetullahtır. Cinn ve insin en parlak saadeti ve en tatlı nimeti, o Marifetullah içindeki Muhabbetullahtır. Ve ruh-u beşer için en hâlis sürur ve kalb-i insan için en safi sevinç, o Muhabbetullah içindeki lezzet-i ruhaniyedir. Evet bütün hakikî saadet ve hâlis sürur ve şirin nimet ve safi lezzet elbette Marifetullah ve Muhabbetullahtadır. Onlar, onsuz olamaz. Cenab-ı Hakk'ı tanıyan ve seven, nihayetsiz saadete, nimete, envâra, esrâra; ya bilkuvve veya bilfiil mazhardır. Onu hakikî tanımayan, sevmeyen; nihayetsiz şekavete, âlâma ve evhama mânen ve maddeten mübtela olur. Evet şu perişan dünyada, âvâre nev'-i beşer içinde, semeresiz bir hayatta; sahipsiz, hâmîsiz bir surette; âciz, miskin bir insan, bütün dünyanın sultanı da olsa kaç para eder. İşte bu âvâre nev'-i beşer içinde, bu perişan fâni dünyada; insan, sahibini tanımazsa, mâlikini bulmazsa, ne kadar bîçare sergerdan olduğunu herkes anlar. Eğer sahibini bulsa, mâlikini tanısa, o vakit rahmetine iltica eder, kudretine istinad eder. O vahşetgâh dünya, bir tenezzühgâha döner ve bir ticaretgâh olur.

Labels:

 
posted by ladybird at 5:09 PM, | 2 comments
Tuesday, April 10, 2007

gençlik gidecek

Elhâsıl: Gençlik gidecek. Sefâhette gitmiş ise, hem dünyada, hem âhirette binler belâ ve elemler netice verdiğini ve öyle gençler ekseriyetle sû-i istimâl ile, israfât ile gelen evhamlı hastalıkla hastahânelere ve taşkınlıklarıyla hapishânelere veya sefâlethânelere ve mânevî elemlerden gelen sıkıntılarla meyhânelere düşeceklerini anlamak isterseniz, hastahânelerden ve hapishânelerden ve kabristanlardan sorunuz. Elbette hastahânelerin ekseriyetle lisân-ı halinden, gençlik sâikasıyla israfât ve sû-i istimâlden gelen hastalıktan enînler, eyvahlar işittiğiniz gibi, hapishânelerden dahi, ekseriyetle gençliğin taşkınlık sâikasıyla gayr-i meşrû dairedeki harekâtın tokatlarını yiyen bedbaht gençlerin teessüflerini işiteceksiniz. Ve kabristanda ve mütemâdiyen oraya girenler için kapıları açılıp kapanan o âlem-i berzahta, ehl-i keşfe'l-kuburun müşâhedâtıyla ve bütün ehl-i hakikatin tasdikiyle ve şehâdetiyle, ekser azablar gençlik sû-i istimâlâtının neticesi olduğunu bileceksiniz.

Hem, nev-i insanın ekseriyetini teşkil eden ihtiyarlardan ve hastalardan sorunuz; elbette, ekseriyet-i mutlaka ile esefler, hasretler ile, "Eyvah, gençliğimizi bâd-i hevâ, belki zararlı zâyi ettik! Sakın bizim gibi yapmayınız" diyecekler. Çünkü, beş on senelik gençliğin gayr-i meşrû zevki için, dünyada çok seneler gam ve keder ve berzahta azab ve zarar ve âhirette Cehennem ve sakar belâsını çeken adam, en acınacak bir halde olduğu halde, -1- sırrıyla hiç acınmaya müstehak olamaz. Çünkü, "Zarara rızâsıyla girene merhamet edilmez ve lâyık değildir."

Cenâb-ı Hak bizi ve sizi, bu zamanın câzibedar fitnesinden kurtarsın ve muhâfaza eylesin. Âmin.

Labels: ,

 
posted by ladybird at 4:54 AM, | 11 comments
Thursday, April 05, 2007

Dokuzuncu Mektub - 37

Sevgili dostlar,

Kuresel isinma nedeniyle pinarimiz bir sure susuz kaldi. Nisan yagmurlari ile yayinimiza kaldigimiz yerden devam edecegiz ins.. :))

İşte, insanda binlerle hissiyat var. Herbirisinin, aşk gibi, iki mertebesi var: biri mecazî, biri hakikî. Meselâ, endişe-i istikbal hissi herkeste var. Şiddetli bir surette endişe ettiği vakit bakar ki, o endişe ettiği istikbale yetişmek için elinde senet yok. Hem rızık cihetinde bir taahhüt altında ve kısa olan bir istikbal, o şiddetli endişeye değmiyor. Ondan yüzünü çevirip, kabirden sonra hakikî ve uzun ve gafiller hakkında taahhüt altına alınmamış bir istikbale teveccüh eder.

Labels:

 
posted by ladybird at 5:40 AM, | 5 comments
Sunday, December 17, 2006

30. sozden bir kesit

"Cenâb-ı Hak, emanet cihetiyle, insana "ene " namında öyle bir miftah vermiş ki, âlemin bütün kapılarını açar."

Ene risalede anahtar kelimelerden birisi. Anlamak icin 30. sozun 2. makamini okumak gerekiyor ki benlik uzerine farkli pencerelerden bakip yorum yapabilelim..

Ene yani benlik nasil alemin anahtari olur? Bu cumleden anladiklarimizi paylasip istifade edelim insaAllah..
 
posted by ladybird at 5:28 AM, | 6 comments
Friday, December 08, 2006

dua..

Dinde sebat ve son nefeste iman ile ölmek için şu duayı her zaman okumalı: (Allahümme, ya mukallibel kulüb, sebbit kalbi, alâ dinik) Ey büyük Allah’ım! Kalbleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren, ancak sensin. Kalbimi, dininde sâbit kıl, yani dininden döndürme, ayırma! Amin..
 
posted by ladybird at 3:47 PM, | 11 comments

mukaddime

Iman hem nurdur hem kuvvettir. Hakiki imani elde eden adam kainata meydan okuyabilir.. (Bediuzzaman)

Peki.. Kainata nasil meydan okunur ?
 
posted by ladybird at 3:29 PM, | 7 comments

gaye-i yegane

Bu blog vasitasiyla muslumanlarin biraz rahatini bozmak istiyoruz.. Rahatimizi bozalim ki bizden sonra gelecekler rahat etsinler..
 
posted by ladybird at 2:39 PM, | 5 comments